Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Medyanın ticari kaygılarını yok sayamayız. Bunu elbette anlıyoruz. Ancak hiçbir ticari kaygı, değerlerimizin ve aile hassasiyetlerimizin önüne geçmemelidir." dedi.
Bakan Göktaş, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ev sahipliğinde, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Ankara Temsilciliği ile Uluslararası Medya Enformasyon Derneğinin (UMED) destekleriyle bir otelde düzenlenen "Televizyon Dizilerinde Kadın" panelinin açılışında konuştu.
Bir toplumun sosyal, politik, ekonomik ve kültürel dinamiklerinin, kadının rolünün ve konumunun belirlenmesinde oldukça etkili olduğunu vurgulayan Göktaş, yayınlanan dizilerin de toplumun bu dinamiklerine önemli bir ayna tuttuğunu söyledi.
Bunun yanı sıra değişmesi gereken ve neredeyse tüm kadınlar tarafından reddedilen fikirlerin de normalleştirildiğine şahit olunduğunu ifade eden Göktaş, şöyle devam etti:
"İşte sorun da tam burada başlıyor. 90'larda televizyonlarda Bizimkiler, Mahallenin Muhtarları, Perihan Abla, Süper Baba gibi birliği, beraberliği, yardımlaşmayı ve dostluğu anlatan diziler artık yok denecek kadar az. Bunun yerine mafyavari aile temalı, suç odaklı, insanlar arasında sürekli bir entrikanın döndüğü diziler çoğaldı. Ne yazık ki yapımlarda kadına yönelik şiddette failin eylemini meşrulaştıran bir dil kullanılıyor."
Bu sorunları konuşmak ve kadının televizyon dizilerindeki temsilini ele almak için yapımcılarla bir araya geldiklerini hatırlatan Göktaş, kadın, çocuk ve aile başta olmak üzere hassasiyetle yaklaştıkları konular hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını, aile dostu yapımların her zaman yanında olduklarını dile getirdiklerini anlattı.
Yapımcılarla ortak hassasiyetlere sahip olduklarını görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Göktaş, "Bundan sonraki süreçte güçlü bir işbirliğiyle medyada kullanılan dilin ve televizyonlardaki temsiliyetin değişeceğine yürekten inanıyorum." dedi.
"Kadının güçlenmesi demek ailenin güçlenmesi, Türkiye'nin güçlenmesi demek"
Bakan Göktaş, Cumhuriyet'in ikinci asrına adım atılan bugünlerde Türkiye'yi güçlü kılacak en önemli yapının aile olduğuna inandığını, bu nedenle Bakanlık olarak "güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye" anlayışıyla hareket ettiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, son 22 yılda, kadınların hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi için çok önemli atılımlar gerçekleştirdiklerinin altını çizen Göktaş, "Şuna yürekten inandık; kadının güçlenmesi demek ailenin güçlenmesi demek, Türkiye'nin güçlenmesi demektir." dedi.
"Pek çok dizi ve televizyon programıyla ilgili binlerce şikayet"
Bakan Göktaş, dizilerin insanlar ve toplum üzerindeki etkilerinin dikkate alınması gerektiğine işaret ederek, "Hayatımızı bu denli derinden etkileyen bir konuda hepimize önemli sorumluluklar düşüyor. Bakanlığımıza, pek çok dizi ve televizyon programıyla ilgili binlerce şikayet ulaşıyor. RTÜK ile bu konuda sık sık görüşüyoruz." diye konuştu.
RTÜK Kanunu'ndaki "Yayın hizmetleri, toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." hükmüne dikkati çeken Göktaş, "Cezalandırma ve yasaklama tedbirinin demokratik ve özgür yayıncılık anlayışına uygun olmadığını biliyoruz. Ancak aile, kadın ve çocukların geleceğini tehlikeye sokan herhangi bir yayının da özgürlük olduğuna inanmıyoruz." dedi.
Ailenin saygın bir kurum, insanın her yönüyle saygın bir varlık olduğunu vurgulayan Göktaş, "Bu saygınlığı zedeleyecek kötü örneklerin medya aracılığıyla sunulması son derece tehlikelidir. Yapımcılarımız bu sorunun farkında. Burada bulunan oyuncularımız, senaristlerimiz bu sorunun farkında. Artık toplumda bu soruna karşı bir duyarlılık da oluştu. Artık bilime, kültüre, sanata, edebiyata ve tarihe daha çok emek vermek zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye, dünyaya en çok dizi ihraç eden üçüncü ülke"
Bakan Göktaş, artık televizyonun zararlarından nasıl korunulması gerektiğini değil, televizyonun gücünden nasıl yararlanılacağının konuşulması gerektiğini belirterek, "Ülkemizi büyütecek olan budur. Bizleri, hayalini kurduğumuz geleceğe ulaştıracak olan budur. Medyanın ticari kaygılarını yok sayamayız. Bunu elbette anlıyoruz. Ancak hiçbir ticari kaygı değerlerimizin ve aile hassasiyetlerimizin önüne geçmemelidir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin artık dizi sektöründe bir dünya markası olduğunu belirten Göktaş, bir araştırmanın 2020 ile 2023 arasında Türk dizilerine olan küresel talebin yüzde 184 arttığını gösterdiğini aktardı.
Türk dizilerinin uluslararası arenadaki ekonomik değerinin, her geçen gün arttığını, uluslararası diplomasi alanında da dizilerin önemli bir enstrüman olduğunu bildiren Göktaş, şöyle konuştu:
"Türkiye, dünyaya en çok dizi ihraç eden üçüncü ülke. İhraç edilen her dizinin ülkemizi en iyi şekilde temsil etmesi hepimizin istediği bir şey. Bu yüzden ülkemizi, Türk aile yapısını, kadınlarımızı temsil ederken daha dikkatli, özenli davranmalıyız. Türk dizileri, yapımları ülkemizin tanıtımı için çok büyük bir fırsat."
Televizyon dizilerinin iyinin, güzelin ve doğrunun anlatılması için önemli bir fırsat olduğunu belirten Göktaş, "Bu alanda kadınlara sunulacak eşit fırsatların, kadın temsilini de olumlu yönde etkileyeceğine yürekten inanıyoruz." diye konuştu.
"Düşüncelerimiz de dualarımız da o kadınlarımızla beraber"
Bakan Göktaş, bu hafta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün hep birlikte kutlanacağına işaret ederek, "Tabii ki kutlayamayacak coğrafya da var. Filistin'de, Gazze'de ve dünyanın pek çok mazlum ülkelerinde kadınlar bombalar altında maalesef bugünü kutlayamayacak. Düşüncelerimiz de dualarımız da o kadınlarımızla beraber." ifadelerini kullandı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, bu haftanın ülkenin ve dünya kadınlarının medyadan sanata, istihdamdan siyasete kadar tüm alanlarda yeni ufuklar ve yeni imkanların açılmasına vesile olmasını diledi ve "Türkiye Yüzyılı'nın kadınların yüzyılı olacağına yürekten inanıyorum." dedi.