Radyo ve Televizyon Üst Kurulu çocuğa yönelik ihmal ve istismar konusunda hassasiyeti en üst seviyede tutmakta ve bu hassasiyet doğrultusunda paydaşlarla birlikte hareket ederek çocukların korunmasına yönelik farkındalığı artırmayı amaçlamaktadır.
Çocuk Dostu Yayıncılık Çalıştayı sonucunda paydaşların tamamının görüşleri doğrultusunda ilerleyen günlerde yayınlanacak olan Çocuk Dostu Yayıncılık İlke Rehberi ile çocuğun üstün yararı gözetilerek, çocuk haklarına duyarlı, çocuğun iyicil temsilini sağlayan ve çocuk dostu olarak nitelendirilebilecek bir medya ortamına katkı sağlanması hedeflenmektedir.
Çocuk Dostu Yayıncılık İlke Rehberi, çocuk haklarının çok yönlü ve multidisipliner bir alan olduğu, çocuk dostu bir medya atmosferinin oluşturulmasının eşgüdümlü bir çaba ile iş birliğine dayalı politikaların bir ürünü niteliğinde olması gerekliliği göz önüne alınarak akademisyenlerin ve tüm paydaşların görüşleri alınarak, ulusal ve uluslararası basın ve habercilik ilkeleri titizlikle incelenerek oluşturulmuştur.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası temel alınarak oluşturulan rehberin haber ve güncel programlar ile kurgusal ve dramatik yapımlara ilişkin yayıncılık ilkeleri; çocuğun üstün yararı ve toplumsal duyarlılık, yaşama, gelişme, korunma ve unutulma hakkı, çocuğun gizliliğinin ve itibarının korunması, psikolojik iyileşme ve sosyal bütünleşme, destek mekanizmalarının bilinirliği, ayrımcılıkla mücadele ve özel koruma önlemleri, kurumlar arası iş birliği, hukuki yükümlülük ve cezai caydırıcılık kategorileri altında belirlenmiştir.
Yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacak olan Çocuk Dostu Yayıncılık İlkelerine ilişkin bir kesit aşağıda paylaşılmaktadır:
Ø Çocuğa yönelik ihmal ve istismar ile ilgili içeriklerden oluşan haber ve programların sunumunun çocukların bilişsel ve duygusal gelişimlerine olumsuz etki edeceğinin unutulmaması, içeriklerin bu hassasiyet göz önünde bulundurularak hazırlanması
Ø Çocuk istismarı ve ihmaline yönelik yayınların uzun süreli ve yoğun biçimde verilmesinin duyarsızlaşma ve normalleştirme oluşturabileceğinin unutulmaması
Ø İstismar olayının yaratacağı her türlü fiziksel, psikolojik vb. etkilere değinerek olayın ciddiyetini kesin olarak aktaran bir dil tercih edilmesi
Ø Çocuğa yönelik ihmal ve istismara ilişkin haber içeriklerinde çocuk gelişim uzmanı, konuya yönelik çalışmaları bulunan sosyal hizmet uzmanı, psikolog, psikolojik danışman veya avukat gibi alanında uzman kişilerin konuya ilişkin görüşlerinin alınması, hedef kitlenin farkındalığının artırılmaya çalışılması ve önleyici-koruyucu tedbirlerin neler olabileceğinin tartışılması
Ø Medya içeriklerinde çocukların yalnızca ihmal ve istismar haberleriyle değil; eğitim, sanat, kültür, spor gibi alanlardaki başarılarıyla gündeme getirilmesi
Ø İstismara maruz kalan çocukların mahvolmuş olduğu imasının yapılmaması, istismara uğramış olmanın ömür boyu taşınacak bir etiket olmadığının belirtilmesi
Ø Kişisel verilerin korunması kapsamında; haberlerde ve gündüz kuşağı programlarında yer alan olay örgülerinde çocuk haklarının ihlal edilmemesi
Ø Sansasyonel, çarpıcı görüntü ve seslere yer verilmemesi, olayların magazinsel hâle getirilmeden sunulması
Ø İstismar suçlarının karşılığında verilen ceza örneklerine değinilerek ve fikri takip ilkesi gözetilerek cezai müeyyide neticesinin kamuoyu ile paylaşılması yoluyla caydırıcılık algısının arttırılması
Ø Çocukların bedensel söz hakları göz önünde bulundurularak bilhassa bebeklerin ve çocukların, bir sempati unsuru olarak dahi olsa bedenlerinin teşhir edilmemesi, çocukların yetişkin gibi temsil edilmemesi