RTÜK Başkanı Şahin, çalıştay açılışında yaptığı konuşmada, RTÜK'ün medya okur yazarlığının Türkiye'de uygulamalarını yapan üst kurul olduğunu, iki günlük çalıştayın amacının hem yurt dışında yaşayan vatandaşların hem de Türkçe konuşan Türkiye dostlarının dijital medyayı kullanırken nelere dikkat etmeleri gerektiği hususunda bilgiler aktarma amacıyla düzenlendiğini söyledi.
Şahin, "İnsanlarımız özellikle pandemiyle birlikte daha fazla izleyen bir topluma, daha fazla uzaktan erişime önem veren bir hale dönüştü. Bu yüzden, bu alanlardaki boşlukların ne şekilde doldurulacağı, bir ebeveynin çocuğuna hangi değerde bulduğu görüntüleri izleteceği veya sosyal medyadaki yayınların akışlarıyla ilgili hangi önlemleri alabileceğini aktarmaya çalışıyoruz" dedi.
RTÜK'ün içerik denetimine ilişkin çalışmalarını titizlikle sürdürdüğünü, çocuk ve gençlerin, medyadaki zararlı içeriklerden korunmasının sadece yasak ve engellemelerle mümkün olmayacağını belirten ŞAHİN
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde ebeveynlerin, çocuklarının ekran başında geçirdiği zamanı kontrol etmekte zorlandıklarını söylediklerini ifade eden Şahin, ebeveynlerin yaklaşık yarısının çocuklarına ilişkin bazı kuralları bu dönemde gevşettiğinin bilindiğini kaydetti.
Çocukların video platformlarına erişim oranının salgın döneminde arttığına dikkati çeken Şahin, çocukların isteğe bağlı video yayınlarını tercih etme oranının geleneksel televizyon izleme oranının neredeyse iki katı olduğunu dile getirdi.
YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, konuşmasında, yapay zeka, robotlar ve internet teknolojileriyle dünyayı benzeri görülmemiş dönüşümün eşiğine taşıyan dijital platformların, insanları sanal sınıf uygulamaları ve dijital dil öğretimi gibi yeni kavramlarla tanıştırdığını söyledi.
Dilin, günlük hayatın döngüsü içinde varlığını devam ettirirken sürekli değişim ve gelişim gösteren unsurların başında geldiğini belirten Ateş, dijital ortamların, dilin yapısı ve günlük hayattaki kullanımı için yeni tecrübe alanları oluşturduğuna dikkati çekti.
Ateş, "Dijital medya ortamları, yazılı iletişimin ön planda olduğu yeni bir yazı dili ortaya çıkarmıştır. Yazılı iletişimin yaygınlaşmasıyla birlikte günlük hayatta dilin doğru kullanımı önemli bir konu haline gelmiştir. Çünkü yazı hızı, dilin yapısını bazen bozmaktadır. Yazı dilinde bulunmayan kısaltmaların kullanımı, sadece sessiz harflerin kullanıldığı mesajlaşma biçimleri bu yanlış kullanımların başında gelmektedir." dedi.
Ateş, YEE'nin, salgın öncesinde de dil öğretimini akıllı tahtalar ve teknolojik uygulamalarla destekleyen öğreticileri sayesinde teknoloji ile erken yaşlarda karşılaşan, teknolojik araçları etkili kullanabilen, geleneksel bilgi üretim araçları yerine teknolojik araçları tercih eden bir öğretim yöntemini benimsemiş bir kurum olduğunu sözlerine ekledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Kübra Güran Yiğitbaşı da teknolojik gelişmelerin ve sosyal ağlarda geçirilen zaman diliminin giderek artmasının bazı sorun ve tehditleri de beraberinde getirdiğine işaret etti.
Bakanlık olarak bu alanda çocukları, gençleri ve ailelerini bilinçlendirmeye yönelik eğitim modülleri hazırladıklarını aktaran Yiğitbaşı, "2009 yılında hazırlanan Aile Eğitim Programı içerisinde bulunan ‘Medya Alanı’ bölümde yer alan, ‘Medyayı Tanımak, Medyayı Kavramak, Bilinçli Medya Kullanımı ve Aile ve İnternet’ modüllerimiz, dijital çağda medya okuryazarlığına yönelik ailelerimizin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayacak önemli bilgiler içeriyor." diye konuştu.
Bakanlığa bağlı özel kreş ve gündüz bakımevi çalışanları ile bu kuruluşlardan hizmet alan ailelere "Bilişim Teknolojileri ve İnternetin Bilinçli Kullanımı" başlıklı farkındalık eğitimleri verildiğini ifade eden Yiğitbaşı, çocuklara güvenli ortam sağlayabilmek amacıyla, "Çocukların Dijital Risklerden Korunmasında Ebeveyn Rehberi"ni hazırlayarak Bakanlığın internet sayfasında yayınladıklarını kaydetti.
AA.